23 Haziran 2013 Pazar

En çok seni götürdüm o evden...

Neden olmuyor? İstediğimiz şeyler neden hep imkansız? Gitmek istediğimiz şehirler neden uzakta? Çok garip hissediyorum normal insanlarda daha farklı.Sanki ölmeyecek gibi hissediyorum hayatımın son yıllarında.Savaşmak için geç, ölmek için erken, aşk için çok aptalım.Bilmiyorum belkide denemeliyim aşkı sevdayı.Belkide beni ölüme alıştırır yada yaşama bağlar beni.Onu hatırlıyorum bazen,mutfak duvarına yaslanmış üstünden benim tişörtüm.Bana bakışını hatırlıyorum.Gözleri dolmuş,gözünün altları morarmış,küçük bir tebessüm vardı yüzünde.Sonra bir sigara yakıyor karşımda.Git diyor bana defol diyor.O ki bir melek kadar güzel ağzından damlaya kin ve nefret etkisini göstermiyor kalbimde.Yere bakıyorum kırık tabak çanak.Sandalye düşmüş masa kırılmış...Sanki savaş varmış bu evde ama yalnızca yanımda sevgi getirmiştim o eve.Eşyalarımı topladım kapıya yaklaştım ve sen sustun, sanki bir daha asla konuşmayacak gibi,Ölü sessizliği olmuştu ev.Hayatımda o evi ilk kez bu kadar sessiz görüyordum.Kapıyı açtığımda sadece soğuk vardı bir de köpekler havlıyordu yan mahallede.Sana gidiyorum dedim, hoşçakal dedin sanki bir anne şevkati ile.Giderken en çok seni götürmek istedim yanımda.Bavulumun bir köşesine de seni koyardım.Ama sen gelmedin.Evden uzaklaşırken yağmur başladı.Yağmur göz yaşlarıma karışmıştı rakı misali.Sokağın köşesindeki bankta oturdum bir süre.Ne kadar da kendime yakıştıramasamda ağladım bir süre.Parkın ışıkları da söndü en sonunda bense kapattım gözlerimi İstanbulun ayazına.Sabah özür dilemek için eve geri dönmek istedim.İçimdeki çocuk ümidiyle koşuyordum eve sana sarılmak ve göz yaşlarımı omzuna dökmek için koşuyordum.Sokağın köşesindeki çiçekçi den aldığım buketle koşuyordum eve.Evin önünde ambulans ve polisler vardı.Alt komşunun tansiyonu yükseldi zannetmiştim.Kalabalıktı evin etrafı.Tüm yüzler bana bakıyordu korkmuş üzülmüş gözler bana bakıyordu.Bana hediye aldığın yeni ayakkabılarla kana bastım yerdeki.Üstü gazete kağıtı ile örtülü bir ceset vardı yerde.Yere eğildim gazete kağıdını kaldırdım.Yüzünü gördüm.Sanki o seni ilk gün sahnede gördüğüm gibi.Üstünde benim tişörtüm teninde terim gözünde ferin vardı.İşte o zaman öldüm hastalıktan önce.Eve çıktım sonra son kez baktım o eve o her zaman kahkahaların yükseldiği ev rutubet ve pis kokuyordu.O evden sadece senin resmini aldım.Birde seni aldım o evden en çok seni aldım yanımda giderken.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder